19 Şubat 2012 Pazar

Eski Eser Hapishanesinden Antikacılığa Müzelerimizin Evrimi

Yiğit OZAR
Kültür Varlıkları Satılamaz !

Müzelerimiz bir türlü didaktik olamayan sergileme yöntemleri, işleyileri ile ilgili problemler ve depolarda çalışılmadan duran eserlerden dolayı “eski eser hapishanesi” olarak anılır zaman zaman. İşte bu müzeler, sıklıkla övünülen “benzersiz kültürel miras zenginliğinden” olsa gerek  “fazla(!)”kültür varlıklarından kurtulabilsinler diye ilgili yönetmelikte yapılan son düzenlemelerle artık eser satışı yapabilecekler. Bakın ne demiş devlet baba Resmi Gazetesi’ndeki köşesinde;


"Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmelik - Tasnif ve tescile tabi olup müzelere alınmasına gerek görülmeyen kültür ve tabiat varlıkları ile etütlük nitelikli kültür ve tabiat varlıkları
        MADDE 10 –(Değişik 19/01/2012 tarih, 28178 Sayılı R.G)
 (4) Müzeye getirilen ve bir yıl içinde sahiplerince geri alınmayan varlıklar müzelerde korunabilir, durumlarına uygun olarak kayıt altına alınabilir veya usulüne uygun olarak Devletçe satılabilir.
(5) Değerlendirme komisyonu tarafından müzeye alınmasına gerek duyulmayan tescile tabi taşınır kültür ve tabiat varlıkları, envanter bilgileri çıkartılarak müze emanetinde alıkonulur. Bu şekilde değerlendirilen taşınır kültür ve tabiat varlıkları ile komisyon tarafından etütlük eser olarak tasnif edilen ve müzeye alınmasına gerek görülmeyen taşınır varlıkların Bakanlık denetimindeki özel müze veya koleksiyoncuların envanterlerine kaydedilmek üzere satışına izin verilir. Bir yıl içerisinde özel müzelere veya koleksiyonculara devri gerçekleşmeyen bu taşınır kültür ve tabiat varlıkları durumlarına uygun olarak müzelerde kayıt altına alınır."

Söz konusu kültür ve tabiat varlıklarının bir kısmının müze depolarında her türlü bilimsel ilgiden yoksun bir şekilde kilit altında olduğunu da unutmayalım elbet, ama bu durumda  yapılması gereken bu kültür varlıkların bilimsel birer veri olarak kullanılabilmesi için müzelerin bürokratik yüklerinin hafifletilmesi ile müze uzmanlarının  ve müze dışından uzmanların eserler üzerinde çalışabileceği, üniversite ve enstitülerde değerlendirilebileceği zaman ve ortamı yaratmak olmalı.

Kültürün “sektör” diye anılmaya başladığı ülkemizde bile gerçekleşeceğini hayal edemediğim bir düzenlemedir bu. Zira bu sadece bir "antikacılık" faliyeti değil, ayrıca arkeoloji biliminin tüm etik değerlerine karşı ağır bir hakaret bana kalırsa. Daha ilk günden  her buluntunun asıl öneminin geçmişten günümüze taşıdığı bilgi olduğunu öğreniyoruz. Her buluntunun içerdiği bilgiyi yan yana getirerek geçmiş hakkında daha fazlasını öğrenmeye odaklanıyoruz. Yani aslında “fazla”mız yok  “eksiğimiz” varken elimizdeki "gereksizleri(!)" koleksiyonerlere satıyoruz.  Bunların her birinin insanlığın ortak kültürel mirası olduğunu tam da bu nedenle kolleksiyonerlerin elinde toplumdan ve bilimden tecrit edilemeyeceğini söylemeye bile gerek olmamalıydı halbu ki. Kaldı ki hangi eserden vazgeçeceğiz, hangi bilginin eksikliğine tahamül edebileceğiz? Ama artık müzelerimize haksızlık edip “eski eser hapishanesi” demeyelim, “antikacı(!)” demek varken !

ozaryigit@gmail.com

İmza Kampanyası: Kültür Varlıkları Satılamaz
Korunması Gerekli Taşınır Kültür Ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmelik'in 19 Ocak 2012 tarihinde değişen 10. maddesinin 4 ve 5. bentlerinde müzelere alınması "gerekli olmayan" kültür ve tabiat varlıklarının DEVLETÇE özel müze ve/veya koleksiyonerlere satılabileceğini söylemektedir.

Kültür ve tabiat varlıkları bütün insanlığın ortak mirasıdır. Bunların devlet eliyle satılması kabul edilemez birçok hataya neden olacaktır. Bu değişikliğin iptal edilmesini, devlet eliyle konunması gerekli kültür ve tabiat varlıklarının satılmamasını talep ediyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder